20. yüzyılın başında, dünya deniz kuvvetlerinde en büyük değişimi Guglielmo Marconi’nin telsiz teknolojisi başlattı. Kablolu telgrafın sınırlarını aşan bu buluş, savaş gemilerinin açık denizde sürekli iletişimde kalmasını sağladı ve denizcilikte yeni bir çağ açtı. Osmanlı Donanması da bu gelişmeyi yakından izledi. Hemen harekete geçip telsiz teknolojisini kendi yapısına uyarlamak için kolları sıvadı. Marconi’nin Kablosuz Telgrafının Osmanlı’da Tanınması Marconi’nin kablosuz telgrafı Avrupa’da hızla yayılırken, Osmanlı’daki teknik ekipler de gelişmeleri dikkatle raporladı. Özellikle donanma için büyük bir fırsat doğduğunu gördüler. Çünkü telgraf hatları denizde işe yaramıyordu ve uzun mesafe operasyonlarda iletişim neredeyse imkânsızdı. Bu yüzden Bahriye Nezareti, Marconi şirketinden telsiz sistemleri satın aldı ve ilk teknik incelemelerle denemeleri başlattı. İlk Telsiz Denemeleri ve Donanmanın Uyum Süreci Marconi’den getirilen cihazlar önce kıyı istasyonlarında denendi. Sonra bazı Osmanlı zırhlılarına geçici telsiz antenleri kuruldu ve gerçek deniz şartlarında testler yapıldı. Bu denemelerde şunlar denendi:
• Gemiler arasında kısa ve orta mesafede mesaj iletimi
• Kıyı istasyonundan gemiye komut gönderme
• Sis, fırtına ve gece operasyonlarında sinyal kalitesi
• Taktik manevralarda eş zamanlı iletişim Denemeler başarılı olunca, telsiz cihazlarının donanmanın stratejik gemilerine kalıcı olarak yerleştirilmesine karar verildi.
Marconi Sistemiyle Gelen Avantajlar Marconi’nin telsiz sisteminin Osmanlı Donanması’na girmesi işleri bambaşka bir boyuta taşıdı:
• Filo aynı anda komut alabiliyordu,
• Acil durumlarda haberleşme çok hızlandı,
• Keşif, devriye ve mayın tarama görevlerinde koordinasyon sağlandı,
• Liman ve gemi arasındaki iletişim kesintisiz hale geldi,
• Düşman hareketleri anında merkeze bildirilebildi. Bütün bunlar donanmanın operasyonel gücünü gözle görülür biçimde artırdı.
Artık Osmanlı filosu, iletişim teknolojisi açısından Avrupa’daki rakiplerine iyice yaklaşmış ve modern deniz savaşlarına hazırlıklı hale gelmişti. Kıyı Telsiz İstasyonlarının Yaygınlaşması Osmanlı, Marconi sistemlerini kullanmaya başlar başlamaz, kıyı boyunca telsiz istasyonlarını çoğaltmaya girişti. Boğazlar, İzmir, Selanik, Akdeniz kıyıları ve Karadeniz limanlarına telsiz kuleleri dikildi. Böylece:
• Filo seyrinin güvenliği arttı,
• Kıyı savunması güç kazandı,
• Deniz ticareti ve liman trafiği çok daha hızlı yönetilebilir oldu.
Kurulan bu istasyonlar, ileride Cumhuriyet Donanması’nın da iletişim altyapısının temelini oluşturdu.