
Osmanlı Donanması’nda gemiler arası iletişim sadece yazılı emirler ya da flama işaretleriyle sınırlı değildi. Deniz harekâtı hız ve tam uyum gerektiriyordu, bu yüzden komutanlar emirlerini çabucak duyurabilmek için boru, zil, davul gibi sesli işaret araçlarını da sıkça kullanıyordu. Özellikle savaş zamanı, bu sesli komut sistemi hem disiplini korudu hem de mürettebatın aynı anda doğru hareket etmesini sağladı. Boru Sesiyle Emirler Osmanlı Donanması’nda en çok boru kullanılırdı. O tiz ve delici sesi, dalga, rüzgâr ya da savaş gürültüsünü bastırır, geminin her köşesine ulaşırdı. Borunun farklı melodileri her biri farklı emri anlatırdı: top ateşine hazırlık, yelkenlerin toplanması ya da açılması, geminin yön değiştirmesi, mürettebatın güverteye toplanması… Her ezgiyi mürettebat ezbere bilirdi. Savaşın en karmaşık anında bile, bu sistem hızlı ve net iletişim sağlardı. Zil ile Günlük Düzen Zil daha çok gündelik düzeni sağlamak için kullanılırdı. Boruya göre sesi daha kısa menzilliydi ama ritmik yapısı sayesinde eğitim, nöbet değişimi, yemek saati gibi rutin işaretlerde çok işe yarardı. Yakın mesafede, mesela güverte değişimi ya da topçu hazırlığı gibi durumlarda da kısa zil uyarıları yeterli olurdu. Kısa, net sesi sayesinde zil, kalabalık limanda ya da gemi içinde her zaman pratik bir çözümdü. Davulun Ritmi: Koordinasyon ve Moral Davul, karada olduğu gibi Osmanlı gemilerinde de hem komut vermek hem de moral yükseltmek için kullanılırdı. Belirli bir ritimde çalındığında; saldırı hazırlığı, acil alarm, kürek düzenine geçiş, manevra temposunu artırma gibi anlamlar taşırdı. Özellikle kürekli kadırgalarda davul, kürek çekiş temposunu belirlerdi ve bu, geminin hızını ve çevikliğini doğrudan etkilerdi. Sesli Komutların Avantajı Boru, zil ve davulun birlikte kullanımı Osmanlı Donanması’na büyük avantaj sağladı. Rüzgâr ve dalga sesine rağmen komutlar herkes tarafından duyulurdu. Gece ya da sisli havada flama ya da yazılı işaretler işe yaramazken, sesli komutlarla iletişim aksamazdı. Yüzlerce mürettebata aynı anda emir vermek mümkün olurdu. Standart ses kalıpları sayesinde işler karışmaz, her şey yolunda giderdi. Bu sistem, özellikle büyük filoların uyum içinde hareket etmesini kolaylaştırdı ve Osmanlı deniz gücünün disiplinli yapısını ayakta tuttu.