
Osmanlı ordusunda savaş sırasında iletişim sadece yazılı emirlerle ya da el işaretleriyle yürümezdi. Asıl işin büyük kısmı, gayet gelişmiş sesli komut sistemlerine dayanıyordu. Bu komutlar sayesinde farklı birlikler aynı anda, senkronize şekilde hareket ederdi. Saldırıya geçmek, savunma düzeni almak ya da savaşın ortasındaki karmaşada düzeni korumak… Hepsi bu sesli komutlarla mümkün olurdu. Özellikle büyük meydan savaşlarında, her anın önemi olduğu zamanlarda, sesli komutlar adeta hayat kurtarırdı. Bu komutların temelinde netlik, yüksek sesle konuşmak ve gerektiğinde tekrar etmek vardı. Komutanlar, karşısındaki birliğin büyüklüğüne göre sesi daha çok yükseltir ya da farklı yöntemler denerdi. “Hücum!”, “Sağ kanat ilerlesin!”, “Geri çekil!” gibi kısa, anlaşılır emirler, Osmanlı’nın savaş disiplininin olmazsa olmazıydı. Genellikle bölük komutanları ya da çavuşlar bu komutları birlik boyunca tekrarlar, herkesin duymasını sağlardı. Sadece komut bağırmak yetmezdi tabii. Savaş alanında, mehter takımı ve boru-davul düzeni de iletişimin önemli bir parçasıydı. Bunlar sadece moral vermek için çalmazdı; belirli ritimler ve melodiler, belirli taktik hareketlere karşılık gelirdi. Mesela, özel bir davul ritmi hücum emrini anlatırdı ya da borudan çıkan belirli bir ses, düşmanın yaklaştığını haber verirdi. Müzikle verilen bu sinyaller, sesli komutlarla birleşince, savaş alanında koca bir iletişim ağı oluşurdu. Osmanlı’da her birliğin kendine göre bir komut dili vardı. Sipahiler, yeniçeriler, azaplar, cebeciler, topçular… Mesela topçularda “ateş hazırlığı”, “şahiyi çevir” ya da “barut hazır” gibi teknik emirler kullanılırdı. Piyadelerde ise daha kısa, ritmik ve toplu hareketi sağlayan komutlar öne çıkardı. Ama hangi birlik olursa olsun, asıl amaç hep aynıydı: Savaşın gürültüsünde bile herkes verilen emri açıkça duyabilmeliydi. Donanma için de durum farklı değildi. Gemilerde, komutanlar yön değiştirmek, yelkenleri ayarlamak ya da top atışı yapmak için yüksek sesle bağırır, emirler mesafe yüzünden defalarca tekrar edilirdi ki en uzak köşedeki mürettebat bile duysun. Bu da gösteriyor ki, Osmanlı askeri düzeninde sesli komut olmadan kara da deniz de tam anlamıyla hareket edemezdi. Sonuç olarak, Osmanlı’da sesli komut sistemi savaş alanında disiplinin, hızın ve düzenin temel taşıydı. Sadece emir iletmek için değil, savaşın temposunu belirlemek, birlikleri yönlendirmek ve taktik üstünlük sağlamak için de kullanılırdı. Yüzyıllar boyunca Osmanlı’nın askeri başarılarının arkasında, işte bu güçlü sesli iletişim sistemi vardı.